Fyodor Dostoyevski-"Çocuklar Arasında" Kitap İncelemesi ve Önerisi



KİTAP İNCELEMESİ


Kitabın Adı: Çocuklar Arasında
Kitabın Yazarı: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski 
Kitabın Çizeri: Ferit Öngören
Kitabın Kahramanları: Alyoşa Karamazov, İluşa, Kolya, İluşa'nın babası, Simurov, köpek Şuçka.
Sayfa Sayısı:  85

ÖZET:
   Alyoşa, kendisine verilen bir görevi yerine getirmek için yola çıkar. Yolda giderken, nehrin hemen yanında bir grup çocuğa rastlar. Çocuklar kendi aralarında konuşuyor, bir şeyi karara bağlamaya çalışıyorlardır. Alyoşa, çocukları incelemeye başlar ve ellerinde taş olduğunu görür. Biraz uzakta yalnız, soluk yüzlü, üstü başı eski bir çocuğun daha bulunduğunu ve onlara baktığını fark eder. Çocukların aralarında bir düşmanlık olduğunu anlar. Alyoşa, çocukların yanına yaklaşır ve birbirlerine taş atmanın çok tehlikeli ve yanlış olduğunu söyler. Çocuklar ise taş atma olayını onların başlatmadığını, asıl sorumlunun karşıda oturan çocuk olduğunu söylerler. Tam o sırada bahsettikleri çocuk onlara taş fırlatır. Taş kimseye gelmez. Daha sonra adı Simurov olan çocuk, taş atarak ona karşılık verir. Çocuk ise tekrar taş fırlatır. Bu kez taş Alyoşa’ya isabet eder. Çocuklar arasında bir taş savaşı başlar. Alyoşa onları durdurmayı başarır ama olayın asıl nedenini de öğrenmek ister. Çocuklar ise Alyoşa’ya, “O seni tanıyor ve taşı sana kasten atıyor. Eğer yanına gidersen seni yaralayabilir.” derler. Bu durum karşısında Alyoşa, daha da meraklanır ve çocukla konuşmak ister. Çocuğun yanına gider, konuşmaya çalışır fakat çocuk onunla konuşmaz. Tam o sırada çocuğa uzaklardan bir taş isabet eder. Çocuk taşın acısıyla oradan koşarak uzaklaşır. Alyoşa da çocuğun peşinden gider. Çocuğun uzakta onu beklediğini fark eder. Yanına gider ama çocuk ona hırçınca davranır. Alyoşa, gitmek için tam arkasını döndüğünde çocuk, sırtına taş fırlatır. Alyoşa çocuğa bir insanı arkadan vurmanın hele hele yardım etmek isteyen bir insana bunu yapmanın ne kadar yanlış olduğunu söyler. Fakat çocuk bununla da yetinmez bir anda koşarak Alyoşa’nın elini ısırır. Alyoşa eli kan içinde, kaçan çocuğun arkasından bakar.
   Çocuğun ismi İluşa’dır. Alyoşa, İluşa’nın neden böyle hırçınca davrandığını merak eder ve İluşa’nın babası emekli yüzbaşı ile görüşmek ister. Yüzbaşı, olan olayları Alyoşa’ya anlatır. Alyoşa’nın abisi Dimitri tarafından sakalından sürüklenerek aşağılandığını, bunu İluşa’nın gördüğünü ve bu yüzden İluşa’yla okulda alay edildiğini, bu olayın İluşa’da derin yaralar açtığını ve bu yüzden herkesle kavga ettiğini söyler. Alyuşa’nın elini de bu yüzden ısırdığını söyler. Ayrıca okulda Kolya adlı bir çocuğu da çakısıyla yaraladığından bahseder.
Kolya’dan ayrıca bahsetmek istiyorum;
“Kolya, diğer çocuklardan büyük, babası olmayan, duygularını belli etmeyen, zeki, cesaretli bir çocuktur. İluşa okula başladığında onun diğerleri tarafından ezilmesine dayanamamış onu himayesi altına almıştır. İluşa’da onu çok sevmiş ve ona çok bağlanmıştır. Lakin Kolya, İluşa’ya duygularını belli etmeyen, ketum biridir ve sürekli olarak onunda böyle olması gerektiğini söylemektedir. Bir gün İluşa, çevresindeki kişilerin talimatıyla “Şuçka” adlı bir köpeğe içinde iğne olan bir ekmek atar. Köpek yediği ekmeğin acısıyla kaçar ve bulunamaz. İluşa bu olaydan çok etkilenir. Bu olayı duyan Kolya da İluşa’ya kızar ve araları açılır. Kolya, İluşa’nın yaptığı davranışın yanlış olduğunu anlaması için onunla konuşmama kararı alır. Fakat İluşa hatasını anlayacağı yerde daha da hırçınlaşır ve Kolya’ya bundan sonra gördüğü tüm köpeklere içinde iğne olan ekmek atacağını söyler. Kolya’da İluşa’nın bu hareketinden sonra ona daha çok kızar, bir daha onunla konuşmaz ve ters davranmaya devam eder. Babasının aşağılanma olaylarında tüm sınıf İluşa’yla dalga geçince, İluşa da yanında olmadığı için Kolya’ya daha çok kızar ve çakısıyla onu yaralar.”
   Alyoşa, duyduklarından sonra abisinin, yüzbaşından özür dileyeceğini söyler ve olan olayların sorumluluğunu alır. İluşa ise bütün bu olanlardan sonra hastalanıp, yatağa düşmüştür. Şuçka’yı öldürdüğü için vicdan azabı çekmekte, Kolya ile araları bozuk olduğu için de iyice üzülmektedir. Alyoşa ise tüm çocuklara olanları anlatır ve İluşa ile çocukları barıştırır. Çocuklar sürekli onu ziyarete gelirler. Lakin İluşa, hep Kolya’yı sayıklar ve onun gelmesini ister. Çocuklar da Kolya’nın bir gün geleceğini hatta Şuçka’yı da bulup, ona getireceğini söylerler. İluşa’nın babası ve çocuklar, Şuçka bulunursa İluşa’nın sevinçten iyileşeceğini düşünmektedirler.  Bir gün Kolya olanları duyar ve İluşa’yı ziyaret etmeye karar verir. Simurov’la buluşur ve yolda konuşmaya başlarlar. Simurov, Kolya’nın yanındaki köpeği görünce sevinerek “Demek Şuçka’yı buldun. İlyuşa çok sevinecek.” der. Kolya köpeğin Şuçka değil kendi köpeği Presvon olduğunu söyler ve Şuçka’nın çoktan ölmüş olacağını ve onu bulmanın imkansız olduğunu söyler. Simurov, bu durum karşısında üzülerek “Herkes İluşa’ya senin Şuçka’yı bulup getireceğini söyledi. Bu onun iyileşmesi için son umuttu” der. Kolya bu durum karşısında oldukça üzülür. Eve varırlar. Kolya içeri girmeden önce Alyoşa ile görüşmek ister ve olanları, neden daha önce gelmediğini anlatır. İçeri girdiğinde İluşa ile konuşmaya başlar ama sürekli Suçka’dan bahsedip İluşa’yı daha da çok üzer. Sonra kendi köpeği Presvon’u yanına çağırır. Alyuşa, Kolya’nın ne yapmaya çalıştığını anlar ve bu durumdan hiç hoşlanmaz. Presvon Suçka’ya çok benzemektedir. Presvon içeri girdiğinde İlyoşa “Bu Şuçka” diye bağırmaya başlar. Bunun üzerine Kolya, Şuçka’yı bulduğunu ve onu eğittiğini, o yüzden yanına gelemediğini İluşa’ya söyler. Lakin İluşa her şeyin farkındadır ama belli etmez. Tüm çocuklar sevinç içinde Kolya’nın sözünü tuttuğundan bahsederler. Tam bu sırada doktor gelir ve İluşa’yı muayene eder. Muayene bittikten sonra babasına İluşa’nın hiç iyi olmadığını ve yakında öleceğini söyler. Babası yıkılır ve bir çözüm söylemesi için doktora yalvarır. İluşa ise tam o sırada babasını yanına çağırır. Babasına ve Kolya’ya üzülmemelerini, yakında öleceğini ve onları her zaman bekleyeceğini söyler. Kolya ise duyduklarının ve yaşadıklarının karşısında daha önce İluşa’nın yanına gelmediği için pişmanlık duyar ve ağlayarak oradan uzaklaşır.

DEĞERLENDİRME:
   Çocuklar Arasında, Dostoyevski’nin başyapıtlarından olan Karamazov Kardeşler’de yer alan bir bölümü anlatmaktadır. Dostoyevski kitapta “iyilik, acıma, gurur, arkadaşlık, yardımlaşma” gibi konuları sade ve oldukça etkili bir şekilde okuyucuya aktarmaya çalışmış. Kitabı okurken çocuklar arasında yaşanan olayların bir çocuğun hayatını nasıl değiştirdiğini çarpıcı bir şekilde görebiliyoruz. Kitap, çocukların yeri geldiği zaman ne kadar acımasızca davranabildiklerini, duydukları bir olay karşısında o kişiyle alay ederek hayatını nasıl etkileyebildiklerini, küçücük bir çocuğun babasının aşağılanmasını “gurur” meselesi yaparak nasıl hayatını değiştirebildiğini oldukça etkili bir şekilde anlatmaktadır. Kitap her ne kadar 9 yaş ve üzeri için uygun görülse de bence 12-13 yaş üzeri çocuklar için daha uygun gözükmektedir. Çocukların Dostoyevski ile tanışması adına güzel bir eser olduğunu ve oldukça severek okuyacaklarını düşünüyorum. Ayrıca çocuklara daha geniş bir gözlem gücü, daha yeni bir duyarlılık kazandıracağını da söyleyebilirim. Karamazov Kardeşler kitabını okumayanların ise daha öncesinde bu kitabı okumalarını tavsiye edebilirim.

İncelemenin Sahibi: Ahsen Kahraman

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Uzun Hikaye-Mustafa Kutlu" Kitap İncelemesi

Serhan Kansu "Sırtımdaki Okyanus" Kitap İncelemesi

Lev Tolstoy'dan Hikâyeler