Samed Behrengi ''Küçük Kara Balık'' Kitap Özeti ve Yorumu


Kitap Özeti
   Küçük Balık her gün annesiyle gezintiye çıkar fakat gezindikleri küçücük alan küçük balığa yeterli gelmez. Nehrin daha büyük, sandıklarından daha geniş olduğunu düşünür. Bir gece gözünü uyku tutmadan sabahı eder. Annesine buralardan gideceğini, başka yerler görmek istediğini söyler. Annesi ise çocuğunu göndermek istemez, nehir işte bu kadardır, sonu da başı da yoktur der. Fakat küçük balık aklına koymuştur, gitmekte inat eder. Balıklar arasında bir yaygaradır kopar, kimisi annesine ne biçim çocuk yetiştirdiğini söyler, kimisi küçük balığın aklını sorgular. Küçük balık tüm bu yaygaranın sonunda nehri keşfetmek için yollara koyulur.
   Küçük Balık bir su birikintisine atlar. Başta telaşlansa da sonradan yüzmeye devam eder. Derken karşısına yavru kurbağalar çıkar. Küçük Balık onlarla sohbet etmeye başlar. Kurbağalar kendilerini ‘’Yavru Kurbağalar’’ olarak tanıtır, en soylu varlıklar olduklarını söylerler, dünyada  bizden daha güzeli yok diyerek Küçük Balık’ı küçümserler. Oysa Yavru Kurbağaların dünya olarak bahsettiği yer yalnızca bulundukları küçücük su birikintisidir. Küçük Balık kurbağaların annesiyle konuşmak ister, fakat anne Küçük Balık’ın yavrularına söylediklerinden dolayı sinirlenir, ‘’Ben, dünyanın su birikintisi olduğunu anlayacak kadar çok yaşadım.’’ der ve Küçük Kara Balığı dibe doğru savurur.
   Küçük Kara Balık dipte kurbağa yiyen bir yengeç görür. Yengeç, dünyanın kime olduğunu anlamaları için kurbağaları yediğini söyler. Yengecin yürüyüşünü gören Küçük Kara Balık güler, ‘’Sen daha yürümeyi öğrenememişsin!’’ der ve yoluna devam eder. Yengecin yanında gördüğü kertenkeleye pelikanlardan, testere balığından, balıkçıllardan korktuğunu söyler. Kertenkele ona burada sadece Pelikanların olduğunu söyler, olur da torbasına girerse diye de bir hançer verir.
   Küçük Kara Balık ilerlerken bir grup balığa rastlar. Onlara nehrin sonuna gideceğini söyler. Kısa sürede bu haber balıklar arasında yayılır, çünkü balıklar pelikanlardan ve büyük balıklardan dolayı oldukları yerden hiç gitmek istemezler. Sabah olduğunda bir bakar ki etrafında birkaç balık. Küçük Kara Balık’la nehrin sonunu görmek istiyorlar. Tam yola koyulacakları sırada Pelikan balıkları torbasına alır. Pelikan, eğer Küçük Kara Balık’ı öldürürlerse balıkları serbest bırakacağını söyler. Küçük Kara Balık ölmüş numarası yapar fakat Pelikan balıkları yutar. Küçük Kara Balık’ta kertenkelenin verdiği hançerle torbayı keser ve kaçar.
   Küçük Kara Balık ilerlerken denize gelmiştir artık. Suyun yüzeyine çıkar, güneşin tadını çıkarmaya başlar. Fakat o sırada Küçük Kara Balık’ı Balıkçıl kapar. Küçük Kara Balık, öldüğünde zehirli bir balık olduğunu söyleyerek Balıkçıl’ı kandırır ve ölü taklidi yapar. Balıkçıl ağzını açtığında Küçük Kara Balık denizin dibine doğru hareket etmeye  başlar fakat Balıkçıl balık daha ne olduğunu anlayamadan onu yutar. Balıkçıl’ın midesindeki minik bir balığı Balıkçıl’a kahkaha attırarak kurtarır, Balıkçıl’ı hançerle öldürüp kendisinin de geleceğini söyler. Kurtarılan minik balık Balıkçıl’ın acı çığlıklarını duyar fakat Küçük Kara Balık’ı asla göremez.

Kitap Yorumu
   Küçük Kara Balık bir dönem Türkiye’de yasaklanmış olan Samed Behrengi kitabıdır. Ana karakterimiz olan Küçük Kara Balık yaşadığı hayatı keşkelerle heba etmek istemeyen biri. Bulundukları yerden başka bir yere gitmediği halde dünyanın oldukları yerle sınırlı olduğunu söyleyen balıklara kafa tutuyor ve kendi doğrusunu savunuyor. Yolculuğunda bir sürü deniz canlısına rastlıyor, hepsi de dünyayı keşfetmekten korkan canlılar oluyor. Bu iki tür deniz canlısına biz kendi dünyamızda rastlıyoruz. Kendi bildiğini doğru bilen, okumayan, yeni bilgiler öğrenmeye kapalı öyle çok insan var ki.
   Küçük Kara Balık, her okuyana her okuduğunda farklı tatlar verebilen bir kitap. Her yaşta her okunduğunda farklı bir noktası kavranan türden. Bir çocuk kitabı olmanın ötesinde adaleti, eşitliği savunan, dogmalara karşı çıkan bir kitap. Hayal kurmaktan korkmayan ve doğruları için mücadeleyi asla bırakmayan bir balık, Küçük Kara Balık.
   Kitap 7+ yaş seviyesi için yazılmış, normal şartlarda 7+ yaş için ağır bir kitap olduğunu söyleyebilirim; resim içermeyişi, sayfa sayısının biraz daha fazla (35 sayfa) olmasından dolayı. Fakat yukarıda da söylediğim gibi, her okuyuşta yeni bir şeyler öğreniliyor bu kitapta. Nasıl oluyorsa, her yaşa hitap ediyor, her yaşta insan sadece çıkarması gereken mesajları çıkarıyor.
   İnce ama içinde dünyaları barındıran Küçük Kara Balık’ı sadece çocuklara değil, her yaştaki kişilere öneriyorum. Akvaryumumuzu koca bir dünya sanmamak dileğiyle!

İncelemenin Sahibi: Hiranur Demiray

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Uzun Hikaye-Mustafa Kutlu" Kitap İncelemesi

Serhan Kansu "Sırtımdaki Okyanus" Kitap İncelemesi

Lev Tolstoy'dan Hikâyeler