Susanna Tamaro-"Kitaplardan Korkan Çocuk" Kitap İncelemesi ve Önerisi


KİTAP İNCELEMESİ

Kitabın Adı: Kitaplardan Korkan Çocuk
Kitabın Yazarı: Susanna Tamaro
Sayfa Sayısı: 44
Kitabın Kahramanları: Leopold, Leopold’ün Annesi, Leopold’ün Babası, Yaşlı adam.

ÖZET:
   Küçük Leopold, daha sekiz yaşındadır, gerçekten de kitaplardan çok korkmaktadır. Her yıl olduğu gibi sekizinci yaşına girdiği doğum gününde de annesiyle babasının getirdikleri armağan paketini heyecanla açar ama ne yazık ki o çok sevdiği, sahip olmak için can attığı bir çift koşu ayakkabısı yerine parlak kaplı iki kitapla burun buruna gelir. Hıçkırarak ağlamaya başlar. Kitapları öfkeyle yere fırlatır, gider odasına kapanır. Bu duruma annesi ve babası çok üzülmektedir. Leopold de kendince haklıdır. Çünkü hangi kitabı açsa kara kara harfler, kara kara lekeler havalarda uçuşmakta, çocuğun başı dönmektedir. Oğullarının bu kitap korkusu hastalığını yenmek için annesi babası çareler ararlar, onu doktora götürürler, cezalandırma yoluna başvururlar. Sonunda Leopold, çareyi evden kaçmakta bulur. Leopold her zaman ki gibi yine okula gitmek için evden çıkar fakat okul yoluna değil farklı bir yola gider. Önüne çıkan ilk otobüse biner ve indiği yerde bulunan büyük mağazaya girer. Mağazadaki spor ayakkabılarına hayranlıkla bakar. Mağazadan çıktıktan sonra parka gider. Parkta eğlendikten sonra yemeğini yiyebilmek için oturacak bank arar fakat bütün banklar doludur. Etrafına bakınırken gözünde siyah gözlük olan, yaşlı bir adamın oturduğu bankın boş olduğunu görür. Yaşlı adam görme engellidir. Leopold tam yemeğini yiyecekken paket ses çıkarır ve adam irkilir. “Kimsin sen?” diye sorar ve böylece Leopold ile tanışır. Leopold’e neden bu saatte okulda olmadığını sorar. Leopold de öğretmeninin hasta olduğu yalanını söyler ama yaşlı adam ona inanmaz. Kendisinin de küçükken evden kaçtığından bahseder ve hayat hikayesini anlatmaya başlar. Leopold onu merakla dinler. Yaşlı adam denizci olduğunu, başından çok büyük olaylar geçtiğini ve gözünü bir kabilenin kılıçla oyduğunu söyler. Sonrasında birlikte lokantaya giderler ve yaşlı adam hayatında yaşadığı en büyük pişmanlığın okuduğu kitabı bitirememek olduğunu söyler. Leopold bu duruma çok üzülür ve isterse ona kitabın sonunu okuyabileceğini söyler. Birlikte kitap dükkanına giderler ve Leopold kitabı hemen bulur. Tam okuyacakken yine aynı şey gerçekleşir. Kitaptaki harfler birbirine karışmaktadır. Oradan geçen satıcı kadın Leopold’ü fark eder ve yaşlı adama “Torununuz gözlüğünü evde unuttu galiba.” der. Leopold yaşlı adama gözlüğünün olmadığını söyler. Yaşlı adam her şeyi anlar. Leopold’ü evine götürür ve ailesine her şeyi anlatır. Ailesi duyduklarının karşısında mahcup olur ve Leopold’ü doktora götürürler. Leopold, gözlük taktıktan sonra kitap okumaya başlar ve kitap okumanın çok güzel olduğunu fark eder. Okuduğu kitaplardan dolayı ailesi çok istediği spor ayakkabıyı ona alır. Bazı zamanlar koşmak için parka gider ve okuduğu kitapları yaşlı adama anlatır.     


DEĞERLENDİRME:
   Susanna Tamaro, kitabında “ilgilerin ve isteklerin önemli olduğu ve peşin hükümlü davranmamamız gerektiği” gibi konuları eğlenceli bir üslupla anlatmaktadır. Kitapta Leopold’ün ailesi, sırf kendileri öyle istedikleri için zorla Leopold’e kitap okutmaya çalışmakta hatta kitap okumayı sevmediği için ona cezalar bile vermektedirler. Halbuki oturup onunla konuşsalar, onu dinlemeye çalışsalar, ilgi alanlarını fark etseler her şey çok daha farklı olacak, Leopold’ün kitap okuyamamasının nedeninin psikolojik bir olay değil göz bozukluğu olduğunu belki daha erken anlayacaklardı. Leopold de baskı hissetmediği için evden kaçma fikrini düşünmeyecekti. Bu açıdan kitap; iletişimin, peşin hükümlü davranılmaması gerektiğinin, düşünceli davranmanın ve empati kurmanın önemini çok güzel bir şekilde anlatmaktadır.
   
   Kitapta en beğendiğim yer, Leopold’ün ailesine sorup cevap alamadığı “Neden kitap okumak önemlidir?” sorusuna yaşlı adamın eğlenceli bir şekilde hayatını anlatarak cevap verdiği yerdi. Adam gece bekçisi olduğundan ve geceleri sıkıldığı için kitap okuduğundan bahseder. Gözleri görmese bile, hayalinde denizleri ve okyanusları görebildiğini, rüzgarı hissedebildiğini, tüm bunları yapabilmesini kitaplara borçlu olduğunu söyler. Verilen bu cevabın oldukça etkileyici olduğunu düşünüyorum.  
   
   Kitap, özünde çocuk kitabı olsa da yetişkin ve ebeveynler için daha uygun olduğunu düşünüyorum. Çünkü kitapta çocuklara nasıl yaklaşmamız gerektiğinin, iletişim kurmanın üzerine fazlaca durulmaktadır. Ayrıca kitapta yaşlı adamın çocuğa yalan söylemesi ve çocuğun evden kaçması gibi birkaç olayın da çocuklar için uygun olduğunu düşünmüyorum. Bu açıdan kitabın yetişkinler için daha uygun olduğunu düşünüyorum. Çocuklarına kitap sevgisi aşılamak isteyen ve iletişimin önemi üzerine kitap arayan ebeveynlerin bu kitabı okumalarını tavsiye edebilirim. 

İnceleme Sahibi: Ahsen Kahraman

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Uzun Hikaye-Mustafa Kutlu" Kitap İncelemesi

Lev Tolstoy'dan Hikâyeler

Serhan Kansu "Sırtımdaki Okyanus" Kitap İncelemesi